son olağanüstü hal mevzusunda
(bkz: 15 temmuz 2016 askeri darbe girişimi) hatırlarsanız türkiye ile rusya'nın arası kötüyken
selahattin demirtaş hemen rusya'ya,
figen yüksekdağ da almanya'ya gitmişti. ben açıkçası bunlar bir şeyler karıştırıyor diye düşünmüştüm.
sonra rusya ile türkiye yakınlaştı,
ingiltere'nin
avrupa birliği'nden çıkması sonrası ise almanya mecburen türkiye'ye karşı daha ılımlı davranmaya çalıştı, aha hdp için şimdi işler zorlaşıyor dedim. yanılmadım da. yani mevzu hdp'ye niye hiç dokunulmuyor değildi, mevzu; her türlü terör tehditini sırayla halletmekti. önce
fetö, sonra ise
pkk halledilmeye çalışıyor.
terör artık istese de eskisi gibi can alamaz. geçti o günler bence. bugün bomba taşıyan insansız hava araçları her türlü terör tehditini (dağdakiler için diyorum) çok rahat hallediyor. o yüzden de pkk eninde sonunda silah bırakmak zorunda. ki, hedeflerinin üzerinden tam 40 yıl geçti. artık kendi tarafındakiler bile bence ümitsizliğe çoktan kapılmışlardır. devir teknoloji ve bilim devri. bunlardan uzak kalan her zaman yok olur. sen binlerce genci dağa kaldırırsın, bomba yüklü bir iha gelir hepsini öldürür. teknolojinin gerçeği bu
ki, ordu ve emniyet içindeki fetöcüler olmasaydı terör şu anki kadar asla güçlenmezdi. çözüm süreci vb bahane. bu saatten sonra
rte geri adım atmaz. arkasında korkunç bir halk desteği var. o terör bitecek diyorsa, arkasında o halk desteği devam ettiği sürece o terör biter. gerçek bu.
darbe sonrası devlet milli benliğine kavuştu. bunu inkar etmek aptallıktır. bunu da gözardı etmemek lazım.